Kişisel verilerin korunması kanunu nedir?
Günümüzde teknolojinin de ilerlemesiyle hem devlet kurumları hem de özel kuruluşlar bireylerin kişisel verilerine kolayca erişebilmekte, işleyebilmekte ve saklayabilmektedir. Bu durum kişilerin hayatını olumsuz etkilemekte ve güvenliklerini tehdit etmektedir. Oluşabilecek olumsuz sonuçları önlemek amacıyla da kişisel verilerin korunması kanunu ihtiyacı doğmuştur. Kişisel verilerin korunması, temel bir insan hakkı olan özel hayatın gizliliği ile doğrudan ilgilidir. Kişilerin özel hayatının gizliliğini sağlayabilmek için üçüncü kişilerin eline geçmesinde sakınca bulunan verilerin hukuken korunması gereklidir. Ülkemizi kişisel verilerin korunmasına yönelik kanuni bir düzenleme hazırlamaya yönelten temel etkenler; insan haklarının etkin bir biçimde korunması, Avrupa Birliği ile yürütülen üyelik müzakereleri ve uluslararası iş birliği ve ticaretin artırılması ihtiyacı şeklinde sıralanabilir.
Anayasada da, kişisel verilerin korunmasıyla ilgili detaylı düzenlemelerin kanunla yapılacağı belirtilmektedir. Bu kapsamda 26 Aralık 2014 tarihinde “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı” TBMM Başkanlığına sunulmuştur. Tasarı, 24 Mart 2016 tarihinde kanunlaşmış ve 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu 7 Nisan 2016 tarih ve 29677 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanunun amacı, kişisel verilerin işlenmesinin disiplin altına alınması ve Anayasada öngörülen başta özel hayatın gizliliği olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin korunmasıdır. Kanun kapsamında özel kurumlar ve devlet kurumları arasında ayrım yapılmamıştır. Kanun kişisel verileri işlenen gerçek kişiler ile bu verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilere uygulanacaktır. Kanunun belirlediği tüm esas ve usüller bütün kurumlar için geçerlidir. 6698 sayılı Kanunda yalnızca gerçek kişilere ait kişisel verilerin kanunun koruma kapsamı içerisine dâhil olacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla; ilke olarak, tüzel kişilere ait kişisel verilerin korunması 6698 sayılı Kanunun kapsamı dâhilinde değildir. Fakat tüzel kişiye ait bir verinin elde edilmesi, bir veya birden fazla gerçek kişinin kimliğinin belirlenmesine neden oluyor ise, bu tür verilerin de Kanunun korumasından yararlanması mümkün olabilir. Kanun kapsamı dışında tutulan haller ise, kişisel verilerin resmi istatistik hale getirilerek resmi araştırmalarda işlenmesi, suç teşkil etmemek kaydıyla sanat, edebiyat, bilimler araştırmlar veya ifade özgürlü kapsamında işlenmesi, kişisel verilerin yargı ve infaz mercileri tarafından işlenmesi gibi durumlar kapsam dışındadır.
Sonuç olarak bu kanun, kişisel verilerin hangi kurallara göre ve hangi şartlarda işlenebileceği durumunu kontrol altına almayı hedeflemektedir. Böylece kişisel verilerin işlenmesine yönelik denetim mekanizmaları getirerek, bu verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini engellemeyi amaçlamaktadır.